Ikea’yı ülkemize ilk geldiğinde çok sevdiğim söylenemezdi…Daha doğrusu “evinizi şöyle seviyoruz,böyle seviyoruz” , “eviniz bizim için çok önemli” , “biz evinizin her şeyiyiz” yaklaşımlı reklamları sevmiyordum…E tabi ev ortamını çok seven bir insan olduğumdan , dur lan neler varmış diye merak edip gezdiğim de oldu bu tarz yerleri…Ikea’ya birkaç kez gittim ama en son gittiğimde biraz daha fazla eğlenebildim…
Öncelikle Ikea(bazen ikeya) meşhur sarı-mavi renkleriyle bizi karşılıyor…İsveç köftesi hemen ön plana çıkıyor büyük puntolarla… Türk halkının boğazına düşkünlüğünü iyi biliyorlar ki restoranı hemen girişte tutmuşlar diye düşündüm ; hakikaten de öyle..."İsveç köftesi"(veya Türk köftesi tam emin değilim)tam bizim insanımıza göre;15 tane diyor ama gerçekten 20 tane filan olabiliyor tabakta…Tat olarak tam bir tadını alamadım ben köftenin dilimdeki yaralardan dolayı…Sanırım yanında koyu sarı renkte bir de sos veriyorlar onu da tam çözemedim,kremalı bir sos gibi…Tadı pek iyi değil yine de ; önermem…1.5 TL verdiğin Ikea bardaklarında sınırsız kola vb. içebiliyorsun , o hizmet de gayet garip ve hoştu…Yemekten sonraki , kendi tepsimizi kaldırmamızın ardından bir de bunun açıklaması yapılmış ki , cidden bizimle akıl oyunu mu oynuyorlar dedirtti bana…Çok samimi bulmadım ama olsun , ilginçti...
"Karlstad" (yani iki kişilik kanepe) yi pek sevmedim ben...Hem ismini beğenmedim hem de diğer Ikea koltuklarına("Ektorp" filan) çok benziyordu…Aslında birçok insanın fiyatlar çok uygun demesine rağmen , Ikea koltuklarının ucuz olduğunu düşünmüyorum ben…Oda dizaynlarında da raflara dvd kutuları eklemişler ama filmler hep aynı , yani farklı farklı filmler yoktu…Snatch, American Psycho , Rocky ve V for Vendetta filmlerinin kutuları birden çok şekilde karışık olarak sıralanmış…Bu küçük gerizekalı detayın,ürünlerle hiçbir alakası yoktu ama benim gözüme takıldı yine de…Ikea’nın oda tasarımları ilk başta göze çok karışık gelebiliyor ; ama bana kalırsa son derece sade tasarımları var bu yönden iyi…Buraya gelip de koltuklarda dinlenmeyi çok seven yurdum insanları da var , her bir köşede onları görebilirsiniz…
Sadece "BEDDINGE" yataklı kanepe için uygun olan Resmo şiltesine ek olarak , Havet ,Murbo, Lövas şiltelerinin isimlerini gördükten sonra devamını okumaya gerek duymadım ve ilerledim…Ikea’da göze çarpan bir özellik olarak : bu gördüğünüz oda tam “150 TL*”gibi bir panoyla karşılaşıyorsunuz her bir bölümde…İnsan , “yok canım nerden 150 tl” filan derken , yıldız detayını atlayabiliyor ve sonra farkına varıyor bunun taksitle alakalı olduğunu…"Folkvik" olarak adlandırılan tv sehpasının büyük puntolarla "46TL" yazısının hemen yanında "x12" taksit seçeneğini görebiliyorsunuz…Ikea’nın en çok giden ürünü olarak ‘masaları’ öneriyorum ben,sanırım kullanışlı herkes tercih ediyor…Tabii ki bunun dışında en çok yastıklar ve örtüler o tarz şeyler çok gidiyor…Bazı ürünler ise gerçekten sikko…
Dünya üzerinde tepsiye verilebilecek en son isimlerden birisi olan “Barbar” Ikea’da yer alıyor…Evimizde bulunan bu baykuşlu kırlangıçlı rengarenk tepsinin aslında “barbar” olarak adlandırıldığını bilmiyordum, gidip görünce çok güldüm açıkcası…Ikea’da ,isimleri işlevlerinden belli olan bazı ürünleri(lambalar, çalışma masası filan)çoğu yerde bulabilirken ; en kuytu köşelerde de ilginç , mistik anlamlar barındıran değişik isimli ürünleri bulabiliyorsunuz…Bunlardan birisi de benim için “Delikat”dı…Tasarımcısı Nicolas Cortolezzis’e bu ürünün hala ne işe yaradığını sormak isterdim,çünkü bir türlü anlayamadım…Delik at , aklımda bir delik oluşturdu yeterince…Uzaklaştım...
“Solbröand” kağıt peçete nedense bana Alman futbolcu Hildebrand’ı hatırlattı…”Stefan” isimli sandalyelere bakıp Stefan isimli insanlara üzüldüm…”Dıska” isimli bulaşık fırçasının aslında tuvalet fırçası olması gerektiğini düşündüm…"Rationell Variera" gibi bir isme sahip ama kendisi sadece bir 'çekmece örtüsü' olan nesnenin kendisinden çok ismine bakakaldım… Çekmece örtüsünün ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama bu ürün bende istemsiz bir “National Geographic” deme isteği uyandırdı…Tam çıkışa doğru yönelmiştim ki , final muhteşem oldu…Beynimde sağ ve sol lobumun ikisini birden yüksek bir düzeyde çalıştıran , fiziksel ve ruhsal dengemi sarsıp manasının içinde kaybolduğum ve ancak beyin fırtınasından vazgeçip çıkabildiğim son ürünü ise sizlerle paylaşıyorum…
Duvarlara vurdum...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum galiba:
iğrenç yemekler, sınırsız içecek, heryer isveç bayrağı, obezite ve ülke tanıtımının yanında da pahalı sade tasarımlı ürünler. burası ikea
sadece köftesinin tadına baktım bugüne kadar ,onda da pek bir tat alamadım...Ama yine de çok İsveç milliyetçiliği görmedim ben sadece bayrak renkleri biraz göz önünde sarı-mavi çantalar filan...
ikea her yerde ayni dosenmis. bugun ornegin hollanda da bir ikea'ya girdiginde hayatta sasirmazsiniz zira plan ve uygulama ayni. ve bu bence cok iyi bir sey, arti fiyatlarda ayni. adamlar bildiklerinden sasmiyor keza. kisaca kendi fiyatlarini uyguluyor.
yani yemek bolumu her yerde giriste, bunun genel obezite ile alakasi var, once migde sonra hazm ettirmek icin icerde dolasmak.
iyi psikoloji bence. ve yemeklerinide o kadar igrenc bulmuyorum. bir burger king daha igrenc bir tat geliyor nedense ..
@Lô - Lâ
bence bu yaptıkları uygulama yani her yerde aynı planın uygulanması hoş bir şey...zaten bu kadar düzenli planlı olmasalardı başarılı olamazlardı diye düşünüyorum...
her yerde öyle olduğunu bilmiyordum,obezite ile alakası olduğunu ben de düşünmüyorum, tavuk menüsü çok güzel görünüyordu ve salatalar da güzeldi,ben sadece köfte almıştım , keşke hasta olmasaydım da tadını alabilseydim...
burger ile yarışamaz sanırım ikea :) ya da belli de olmaz ama burger'In yeri ayrı benim için :P sonuç şu ki isveç köfte güzeldir gayet de bitirdim afiyetle tabağımı :)
eh, afiyet olsun ozaman : ) baska zaman da, tavugu denersin : )
yarisamayacagini biliyorum, marka olmus artik king'de, bana hitap etmiyor : )
ektorppppp diye koltuk var , o da marka olamaz ve bana hitap etmiyor :)
gerçi oturduğum kırmızı koltuklar ikea'dan hep :P
Yorum Gönder