RSS

Risperidon

Biliyorum biliyorum çok sıkıcıyım , katlanılmaz bir insanım...Katlananlarınıza da hayret ediyorum zaten...
Charles Bukowski demiş ki :"sadece sıkıcı insanlar sıkılır"
e peki o zaman Charles amca'ya sormam gerekir : sıkıcı bir insan,sıkıcı olmayan bir insan olamıyorsa bu onun suçu mu? veya daha önemlisi ; bu tür insanlar hiç mi sıkılmaktan kurtulamayacak?

Ben ne yapsam da bazen o sıkılmak eyleminin tam tersine bir şeyler yapamıyorum...Bir başka söz vardı : "insan sıkıldığında yaratıcı olur" diye...Şuanda hiçbir yaratıcılık göremiyorum kendimde;çünkü sıkılmaktan sıkılmış bir insanın öylesine bir yazısını okuyorsunuz...

Neyse bu yazıyı yazarken Tarkan'ın son parçasını dinliyorum...
Bir önceki yazıma gönderme yapayım o zaman bu vesileyle :

"seni karanlıklara bırakmak istemezdim" sayın okur...ama oldu ne yapalım...

Bu sıkılmakla ilgili bir yazı yazmam bile ilginç geliyor bana şuanda...Nedir ki? Çözümü olmayan birşeyin çözülmesini istiyorum sanırım...
Sıkıntı da çeşit çeşit ,can sıkıntısı var mesela...
Canın var ve sadece bir adet...O da gidiyor sıkılıyor...
Hasta filan da değilim öyle olsam bir sebebim olurdu ve bu yazıyı yazmıyor olurdum;ama durum öyle değil...Galiba ben ruh hastasıyım...

Geçtiğimiz aylarda psikolojik teste de maruz kalmıştım bilirsiniz "Rorschach testi" ni belki , yani "Burada ne görüyorsun? Bu şekil sana neyi anımsatıyor ? Niçin bu şekli öyle düşündün"lerle dolu kartonları görme ve yorumlama testi...Herneyse sonucum psikotik eğilimli major depresyon(meycır dipreşşın) çıktı...İlaçları kullanıyorum halen onlar da biraz canımı sıkıyor galiba...Gece içtiğim ilaç uykumu getirdiği için memnun değilim(ben geceyi sabaha bağlayan saatlerde uyumayı seviyorum)

Her neyse öyle işte , sıkıntımın bir nedeni olacaksa bu da o ilaçları kullanmak zorunda olmamdır sanırım...

Sıkılmak diyordum...Çözümü olmamasına rağmen sıkça yakalandığım birşey evet sıkıntım geçene kadar anlatabilirim ama umrunuzda olmaz diye yazmıyorum...Umrunuzda olsa bile benim umrumda olmaz...

Blood

Yazın sıcağında , terden boğuluyorum...Tenim ıslanıyor , yıkanıyor...
Eriyorum...
Akreple yelkovana gözüm kayıyor...Saatler hızla geçiyor...
Ansızın gece oluyor... Günlerin uzunluğu palavra... Tenim donuyor...
Kaskatı kesildiğim anda
Uzaklarda seçemediğim nesneler bedenimi sarıyor ,
Sorgusuz sualsiz , varlığına teslim olduğum renk beliriveriyor gözümün önünde,
Selamlıyorum ve dalıyorum o sessiz ve derinden akan nehire her zamanki gibi,
Burada kimse yok,
Sadece sahip olduğum , ben olduğumu sanmakla görevlendirildiğim bir benlik,
Kendini kendine kanıtlamaktan bile aciz bir ruh,
Metanet kelimesinin şuursuzlaştığı , bir beden ,
Çürüyen , günden güne , ama çöp yığını halinde çoğalan bir varlık...
Burada kimse yok,
Kaybolmuş ruhların varlıklarına sesleniyorum...
Sesim çıkarken boğazımda düğümleniyor,
Karanlık ağzımı dolduruyor...Susturuyor...
Tadına bakıyorum...
Her zaman tadını aldığım ama her defasında beni daha da çok acıktıran şeyin tadı bu...
Burada kimse yok,
Baktığımda , kendimi görüyorum dev aynada...
Karanlık bir silüet ,
Gittikçe kayboluyor ve ben ona yaklaştıkça büyüyor...
Ansızın ellerimi ve ayaklarımı görüyorum...
Ona boyanıyor,
Ağırlaşıyor...
Acıyor...
İnanılmaz bir acı...
Kanıyor ,
Güzel görünüyor,

Attığını sandığım bir kalp var...
Kararıyor ,
Onbinlerce toplar damar;
Katran kara kan,
Sunuyor adağını
Karanlığa...

Onunla bütünleşiyor ve
Yağıyor,
Boşanırcasına ,
Olmayan iliklerimi milim milim işlercesine,
ve,
Yok oluyorum her bir adımımda
İzim siliniyor...
İçimdeki karanlığı söndüremiyorum...

Obsesyon

Garip...Bir o kadar da benimle alakalı şeyler...Saplantılarım ve ben...
Peki neymiş şu saplantılar ? Aslında takıntı demek daha doğru...Sözün Türkçe karşılığı saplantı fakat takıntı sözcüğü anlatacaklarım için daha uyumlu...


Yatak odamdan başlayayım...
Yüksek bir yastıkta yatamam...Sağ ve sola dönerim öncelikle...Deli yatarım lafı benim için doğrudur...Şu sıralarda pike örtüyorum üstüme , ayaklarımı bir kere dışarı çıkarmadan rahat edemem...Kolumu yastık altına sokmadan , bu eylemi gerçekleştirmeden uyuyamıyorum...Son olarak da şunu söyleyebilirim ,yataktayken üstümde giysi olmaz sadece boxerla uyurum ; mevsim hiç önemli değil...

Şahsi eşyalarımla ilgili de elbetteki takıntılarım var...
Cep telefonum sağ cebimde ve genellikle sessiz durumda olur(bazen ulaşılamamamın nedeni budur)...Sol cebimde ise cüzdanım olur...Bu sıra hiç değişmez...Evin anahtarını koyacaksam da bu cüzdanla aynı cepte olmak zorundadır ; yani sol...İlginç midir bilmem ama kimliğim cüzdanımın içinde olmasına rağmen tekrar tekrar bakarım orda mı diye...Aynı şey kredi kartı vb. için de geçerlidir...Giysilerime biraz dikkat ederim,bununla ilgili bir takıntım yok ama pantolunun fermuarı açık mı değil mi büyük takıntımdır ,mutlaka kontrol ederim sık sık...Bir ara çorap çıkarmamakla ilgili takıntım vardı ondan da vazgeçtim büyüyünce...

Evle ilgili şeyler...
Sifonun tuşunun takılı kalması nefret ettiğim bir durumdur tuvaletten çıktıktan sonra gider bakarım normal mi diye...Elimin kirli olduğunu düşünürsem(aslında öyle olmasa bile) gidip yıkarım...Eşyaları böyle aynı hizada tutma gibi bir alışkanlığım yok ,simetri hastalığım yoktur... Karanlıkta oturmak tercih sebebimdir...Işık uykumu getirir ve ben karanlıkta kendimi daha iyi hissederim...Evdeki kumandalar benim elimin altında olmalıdır...Sevdiğim bir koltuk varsa o yerden şaşmam... Evden çıkmadan önce mümkünse su içmemeye dikkat ederim , bunun nedeni dışarda çişimin gelmesini engellemektir...Başkasının evinde kaka yapmam(zor da kalmazsam tabii ki)...Evden çıkmadan önce bir başka yaptığım şey ise bazı elektrikli şeyleri kapatıp kapatmadığımı düşünmektir...Kapattığım bir bilgisayara ve televizyona bir kez daha baktığım olur...Sadece o da değil , kapattığım bir pencere veya kapıdan emin olamadığım zaman da sık sık gider kontrol ederim...

Şimdi biraz evden çıkayım...
Dolmuşa binmeden önce genellikle tam parayı hazırlarım...Dolmuşta her yerde oturmam mutlaka en arka en sol veya en sağ veya en öne otururum...Bunun haricinde oturursam dünyaya yabancılaşırım...Veya benim cam kenarı takıntım var bilemiyorum...Gideceğim yere tam zamanında gitmek için uğraşırım...Para konusunda can sıkıcıyımdır...Para üstünü ısrarla alırım...Paramı kullandırtmam pek fazla...Eh aklıma bunlar geldi aslında bir çok var da...Hah bi de kedi görürsem sevmeye çalışırım...Başka bir yazımda da bahsetmiştim alışverişte , alışveriş arabası mutlaka bende olmalıdır...

En son da kendimden örnekler...
Parmaklarımı mutlaka çıtlatırım...Zevk alıyorum bundan...Saçlarımla ve sakalımla oynarım demeyeyim bizzat kıvırırım...Sık sık burnumla oynarım(pislik yapmak için değil)...Tırnaklarımı yerim(herkesin içinde değil)...Sadece kendi istediğim zaman uyurum(kimse müdahale edemez)...Uyumadan önce de yaptıklarımdan bahsettim zaten...
Evet daha bir çok takıntım var onu da ikinci bir yazıda yazacağım sanırım şimdilik bu kadar...