RSS

522



Zaman çok hızlı akıyor.”Zaman” dediğimiz şey çok hızlı ilerliyor.Bu cümleyi herhalde hayatımda en çok kurduğum cümleler arasında-hayat çok tuhaf-ile birlikte ilk beşe koyarım.Bu bana çok şey kazandırmıyor açıkcası.Yani zamanın hızla ilerlediğini bilmek.Aksine cepte olan bilgilerden birisi bu, zamanın ilerlemesi, belli bir tarihte bu dünyadan göçüp gidileceği ve zaman dediğimiz şeyin yüzyıllardır insanlar için devam ediyor oluşu ve sözü edilen makus olaydan sonra da başkaları için devam edeceği gerçeği.Şimdilerde çok sorgulamıyorum.Bunun nedenlerinden birisi zaten beynimle baş edemeyeceğim şeyleri, bir de beynimi yorarak zorlamak istememem.Zamanı yenemiyorsun.Bu çok kötü bir durum.Neden dersen, insan fizyolojik olarak günün belli bir döneminde uyumaya programlanmışken, bunu zaten aşamıyorken zamanla uğraşmak da boşuna gibi geliyor.Durum böyle olunca şu satırları yazarken bile saniyeler veya dakikalar dediğimiz kavramlar halihazırda sana eşlik ediyor, ne yaptığını veya ne yapacağını düşünmeksizin. En başta zaman kavramını yok etmek gerekiyor ki ondan sonra ileride ne yapılabileceğini düşünelim. Ben çoğu  zaman çoğu şeyle dostmuşum gibi davranmayı sevmedim. Rol yapmayı özellikle başarmıyorum. Zamanı sevdiğim de söylenemez zaten şuraya kadar yazdıklarımdan. Düşünsene bir şey üretmişsin, hani bilim kurgu filmlerindeki üzerinde çalışılan prototip yaratığın birden kontrolden çıkıp seni ele geçirmesi gibi, zamanı da ortaya koymuşlar ve asırlardır bu seni yönlendiriyor, biçimlendiriyor. Bunlar en önemli şeyinmiş gibi sanki. Dakikalar, saatler onların baba versiyonları haftalar, aylar ve yıllar. Bir sonu yok. Büyük bir başarı gibi ortaya konmuş olan, yaratılan ve yok edilemeyen.
Ben açıkcası çok düşünüyorum bazen.Bunu söylemekten gocunmuyorum çünkü bazı kavramları ortadan kaldırdığımızda birçok açıdan rahatlayacağımızı düşünüyorum.Şimdi bunu spesifik olarak yaşama endeksleyip en başta şunu şunu düzelteceğiz gibi çıkarımlar yapmayacağım. Bunu anlatmak uzun sürer. Sonuçta zaman olmadığı takdirde günlük kaygılarımız da ortadan kalkacak. Her şey düzelecek demiyorum ama çoğu şeyden kurtulacağız. Dediğim gibi bunları uzun uzadıya anlatmayacağım. Böyle anarşik fikirleri eminim başkaları da düşünmüştür benden önce, onlar kim bilmiyorum ama düşünmüşlerdir. Onlar da zaman dediğimiz şeyin içerisinde yok olup gitmişlerdir çünkü bu karşı konulamaz çarka çomak sokmak onu durdurmaya yetmez. Bazı fikirlerimin somut bir sonuca ulaşmaması beni hiç mi hiç alakadar etmiyor zira bahsettiğim kavramlara ister istemez ayak uydurma küstahlığı içinde bulunduğum için bu durumun yadsınmaması lazım. Bundan canım sıkılmıyor mu elbette sıkılıyor,fakat hiçbir zaman bunu bir yenilgi olarak görmüyorum, görsem zaten yazmazdım. Nasıl anlaşılmak istiyorsam öyle yazdığımı düşünüyorum. Siz zaten anlamışsınızdır deyip yalnızlık gösterisi de yapmaya gerek yok şimdi.
Şimdi hiçbir şeye gerek yok. Her ne durumda ne yapılıyorsa an içinde yapılıyor. “Carpe Diem” demeye  çalıştım ben. Bunu yaşamımda ne kadar başarıyorum veya bunu ne kadar başardığım düşünülüyor veya benliğimde bunu ne kadar doğrulayabiliyorum, bilmiyorum. Zaman gibi geniş bir okyanusta veya bomboş bir karadelikte neyin ne olduğunu bilmiyorum. Bilmemek daha iyi belki de.
Gözyaşları çok hızlı akar gider ya bir yılını daha doldurduğunu betimleyen pastanın mumlarını üflerken, bu gariptir işte.Çok çok kısa bir süredir bu. Sesini duyduğun hızla uçan bir kuşu, gözlerinle de takip etmek isteyip hafif uzunca bir süre gökyüzüne bakakaldığın o an da aslında uzun gibidir ama kısadır. Bunlar bence zamanın içinde ondan çalabildiğimiz ender şeylerden. Uzakta görüp hoşlandığını sandığın kişinin gülümsemiş olabilirliği yanılgısı da öyle.
Bunlar boktan aynı zamanda.Bak yine zaman dedim. Boktan ama kimi zaman eğlenceli. Kimi “zaman” içinde var olabilen kimisi “zaman” içinde hemen yok olabilen anlık yansımalar bunlar. Süregelen, akan ve ilerleyen ne zaman duracağını bilmediğin ve hayalini beyninde donduramadığın garip yanılsamalar...Aklındakiler...Tuhaf…

0 yorum galiba:

Yorum Gönder