‘Bir oluşumun , bir kurumun kurucusu diye adlandırılması gereken kişinin aslında bir “üye”den ibaret olması beni şaşırtıyor…Yani ben pek anlayamadım “kurucu üye” kavramını…Mademki üyelerden birisi kuruyor bu oluşumu diğer kişiler de üye olarak kalmasın boşuna…Ben olsam bu durumda üyeliği kabul edemezdim sanırım…Kurucu kişi daha farklı vasıflara sahip olmalı diye düşünüyorum…Çok da atıp tutmak istemem ;ama bir kişi “kurucu” olmadan önce “üye” olabilir gayet , bu aşamalardan geçebilir , ondan sonra kuruculuğunu yapabilir…”Kurucu üye” bende çok güzel bir izlenim bırakmıyor…Evet ukalayım…
‘Bir de çok ilgilenmediğim ama isimlerini garip bulduğum şeyler var…Bunlardan birisi de devlet kurumlarının isimleri…Daha doğrusu : o kurumların departmanları ilginç gelir bana…Küçükken ,biraz da babamdan dolayı, aşina olduğum “Özel Kalem” bölümü var…”Özel kalem” küçükken bana garip gelirdi…Büyüdüm ve hala bu değişmedi…Neyin özel kalemi ? Mesela valilik özel kalemi var…Orada ne yapıyorlar çok merak etmem araştırmadım ama “özel” olması benim takıldığım nokta…
‘Türkçe’deki yanlışlarla ilgili olsun , Türkçe’nin güzelliğiyle ilgili olsun ; bütün bunlarla ilgili daha önceki yazılarımda çok şey bahsetmiştim…”Yahu bu konulara girmesen olmuyor mu , belirtmeden geçemiyor musun ? Takma ! “diyenleriniz olabilir ama benim de yazma sebebimi bi nevi bunlar oluşturuyor…
‘Şunu da söyleyeyim hemen , kesinlikle Türkçe uzmanı değilim , Türkçe’mle övündüğüm filan da yok ama kafama takılmışken atlamayıp şunu söylemek istiyorum…Bir yerde , sanırım bir film fragmanıydı , gördüğüm yazı şuydu : “ Gitmesini , izlemesini sevenlere…” Tam olarak kelimelerden emin değilim ama önemli olan ekleri zaten…Benim bildiğim “gitmesini sevmek” diye bir şey olmaz…”Gitmeyi sevmek , ağlamayı unutmak” gibi kullanımlar uygun olur…Buna hiç dikkat etmiyoruz…Diğer kullanım bize hatırlatıldığında da : “aa evet daha güzel oldu” diyebiliyoruz öte yandan…İlginç…
‘Eskiden…Çocukken…Daha güzel zamanlarken…Bu vetire içinde sıkça karşılaştığım bir oyuncak vardı…Bunun genel bir adı yoktu…Yay diyebilirsiniz , yuvarlak oyuncak diyebilirsiniz , halka diyebilirsiniz…Manyakçasına oynardık , okula götürürdük…Ben bununla oynamanın anlamsızlığını çocukluğun saflığına bağlıyorum…Zira güzel de gelirdi…Hülasa, özlüyorum o zamanları , bu gibi şeyleri…
‘Sinan Çetin’in önceleri ayrı insanları barıştırma formatlı bir programı vardı…Hepimizin diline dolanan müzikleri sayesinde birçoğumuz izlerken biraz da yaşardık o programı…O program gerçek miydi değil miydi diye düşünmedim ; o zamanlarda da buna kafa yormamıştım…Fakat bugün gelinen noktada, bu tür programları düşünmekten kafam yoruldu diyebilirim…
‘Elbetteki saçma sapan bir çok evlilik programı var , düğün dernek programı var…Onlara hiç girmeyeceğim…Sinan Çetin’in şu sıralar bir reklamı var…Boşanan çiftleri davet edip onları bu kararından döndürmeye teşvik eden bir program ile ilgili…Tutacağı kesindir bence…Bir yandan bunu film olarak düşünüyor sanırım…Benim burada takıldığım küçük bir ayrıntı var…Günde “350” boşanma vakası oluyormuş…Bu bana garip geldi cidden var mıdır yılda “yüz yirmi yedi bin yedi yüz elli” boşanma hadisesi…Günde kaç düğün oluyor acaba bence daha azdır…Bu boşanmayla ilgili verilen rakam kafamı rahatlıkla karıştırdı…Evet , bazen anlayamıyorum…
‘”Zaferi ben sütte bulmuşum…”
Son olarak , çeşitli müzik gruplarının (ki bunlar genelde rock ağırlıklı oluyor) müziklerinin “süt” , “dondurma” , “çikolata” vb. reklamlarında kullanılmasını daha doğrusu müziğin sözlerinin “X” ürüne göre değiştirilmesini anlamıyorum…Sevemiyorum da…”Malayani” duruyor… Reklamcı değilim ; sadece ukalayım…Evet…
2 yorum galiba:
konustuğumuz günden sonra slinky diyorum.)bu arada evde aradım bulamadım ama buldugum ilk yerden almayı düşünüyorum hemde iki tane:d
sadece ukalasın ve ukala olmaya devam et. eğlendiriyosun, evet!
ben bir de "sanal bebek" bulmuştum eskiciler pazarında çok sevinmiştim onu da arkadaşıma hediye ettim :D eğer bulursan ondan bana da al bi tane slinky veya halka halka derdik sanırım :D teşekkürler...
Yorum Gönder