“İnsan olmayı istemeyen insanın düşüncelerindeki insan olmayı istemek , zor bir insanın yapabileceği bir iş...”
Bizzat düşünen , sorgulayan , her dakika her saat bir beyne sahip olduğunu ve bununla diğerlerinden üstün olduğunu düşünenler için kesinlikle çok zor...Gülünecek haline ağlayan ve bunun farkında olmayan insanı da bu gruba dahil ederim ben...Sırf kendi söyleminin dışında bir şey düşündü diye ”Örümcek kafalı bunlar” söylemiyle bir diğer insanı suçlayan insanın ,aslında incir çekirdeğinin hacmini bile dolduramayan iddiaları,onları kendi kafesinde debelenen kuşlar gibi gösterir...Bunun yanı sıra kendi beyninin başka beyinler tarafından alt edilemeyeceğini düşünen kişi de , "kuş beyinli" söylemini aynı “özveriyle(!)” kabul etmez...
“Bre insan sen ne demek istiyorsun?”
Burada bahsetmeye çalıştığım şeyin , insanken hayvanlık yapıp bununla övünenler olduğunu düşünmüş olabilirsiniz...Bu izlenime kapılmış olanlar için yazının devamı belki de onları şaşırtır...
Hangi birimiz kabul edebiliriz ? Birine çok bağlandığımızda onun “köpeği” olma deyimini ? Biraz olsun farklı işler yaptığımızda “çakal” lakabının takılmasını ? Çok çalışınca “inek” olmayı ? Çok konuşunca “papağan” ? Çok yemek yediğinizde fil veya ayı olmayı ? Bunlar hoşumuza gitmeyen şeyler değil mi ?
Ben ise“kedi” gibi mayıştığım yerden hafifçe patilerimi uzatıp mayışma eylemini sündürmeyi ve sonu gelmez tembelliğimi yaşamak istiyorum...Kim bilir ? Böylesi daha iyi...Saçmalamak bir yumak topun arkasında yuvarlanarak...Umursamamak olan biteni...
Evet! Yukardaki tüm söylemlerim dışında cidden bir “kedi” olabilmeyi isterdim...Düşünce gücümün sıfırlandığı , dünyayı sadece mavi ve yeşil gördüğüm(hayalden uzak) , cidden disiplinsiz , daha özgür , karışanın edeninin olmadığı , sosyal olmayan(olmak için çabalamayan),öğlen kestirdiğin gece coştuğun , tavsiyesiz ve kendine özgü bir dünyada yaşamak bana daha cazip gelirdi...
Hiçbir derdin tasan yok...Senin için debelenen , kendini sana sevdirmeye çalışan tonlarca insan var bulunduğun ortamda...Böyle olunca da bu anlamsızlığın yarattığı boşluğu doldurmak için ; dengeyi tutturmak için , insanlara yüz vermiyorsun ve “nankör(!)” oluyorsun...Bence bu sadece insan denilen mahlukata ait bir özellik...
Mart ayı geldiğinde , “sadece” birbirlerini güzel buldukları için çiftleşen ve soyunu adam akıllı devam ettiren şu kediler , bir insan olarak beni etkiliyor...Yalan dolan yok , çabalama yok , tembelliğiyle suçlanma yok...Onurlu bir savaşma bile var sevdiği için...”Karakter” adını verdiğimiz varlıktan habersiz , tekdüze ama bir o kadar da mutlu bir yaşam sürmeleri güzel bir şey doğrusu...
Halinden memnun olmamak ve bunun bilincinde olmak ne yazık ki bize has bir şey...Düşünce gücüyle , kendi düşüncelerinin yarattığı sıkıntıyı tuzla buz etmeyi başaramayan yine insan...Hayvanlara baktığımda şu dünyada bizden daha mantıklı yaşıyorlar...İnsanın "yaşadığını" düşünen tek canlı olması tamamen bir yanılsama...Tabii ki üstün olduğunu düşünen , "deveye hendek atlatıp" dünyayı zor durumda bırakan , "pire için yorganı yakıp" komik duruma düşen , "çekirge bir zıplar iki zıplar üç zıplar" diyerek diğer bir insanın yapabileceklerinin sınırını çizen(!) –velhasıl onun özgürlüğünü kısıtlayan-,kimileri için bu söylediklerimin değeri olmayabilir...
Uzun zamandır karnımda yatıp mır mır ses çıkarmayan ve beni bu huzurdan mahrum bırakmış bir kedi bunları görüp kuyruğunu dalga geçercesine sallıyordur şuan...Kim bilir...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum galiba:
Yorum Gönder