RSS

Zaniye

“Darbuka sesini duyunca yerimde duramıyorum…”

Sözüm ona sihirli olan bu sesi duyunca direk oynamaya başlayan kadınlardaki oryantal sevdasını ve bu psikolojiyi anlamak için belli bir süre uğraştım…Aslına bakılırsa , “anlayamıyorum ben” deyip işin içinden sıyrılabilirdim ama bu kez gerçekten merak edip düşünmeye başladım…
Kadınların bir araya geldiklerindeki(altın günü,çay günü vb. bilimum günler) yaptıkları bir eylem olarak , ‘oryantal’ veya ‘göbek atmak' ilk başta gelişen bir durum değil…Çoğu zaman kısır , çay ve pasta böreğin eşlik ettiği bu tür toplantıların “nihai sonucu” nedense bu oluyor…Yani en nihayetinde bir şekilde kısırla dolmuş midenin yarattığı huzursuzluk hali kadınlarda bir kurt dökme isteği mi oluşturuyor bilmiyorum…
Şimdi diyebilirsiniz ki , bu tarz şeyler artık eskimeye başladı , genelde olmuyor ama hala önemli bir kesimin –ki bu kesim onlar gibi olmayanların azınlığı karşısında oldukça üstündür- bu eylemlerde bulunduğu bilinen bir gerçek…
Bir de bunun hiyerarşisi söz konusu , yani söz gelimi ; genç bir kızın bulunulan ortam içerisindeki "kurt dökme" isteği(göbek atma,stres atma,kıvırma,oryantal) , çoğu zaman ortamdaki büyük kadınlar tarafından önemsenmeyebiliyor…Bunun için kıdemli bir kadının buna liderlik etmesi gerekiyor…İstisnai durumlarda ise liderliğini bir an olsun kendinden yaşça küçük kişiye bırakan kadın : “hadi öyleyse , bir oyun havası açın da ‘bari’ kurtlarımızı dökelim” cümlesini kurabiliyor…Burada kilit nokta ve yaşça küçüğü sevindiren kelime “bari” oluyor…
Oynanmaya başlandığında ise , güzel oynama kavramı söz konusu oluyor…Eğer ki kıvırmanız beğenilirse , sizde de saçma sapan bir 'özgüven' gelişiyor…Bu özgüven ,kadınların üzerinde oynamanın kendisinden daha çok etki bırakıyor diye düşünüyorum…Zira biraz önce kişide gelişen kıvırma özgüvenin neticesinde o kişinin kıvırması , ortamdaki diğer kadınlar tarafından profesyonel bir oryantal dansçısının kıvırmasıyla karşılaştırılıyor…Çoğu zaman kıvırma konusunda özgüveni yakalamış kişi , herkesten iyi kıvırdığı gerekçesiyle kendini beğenerek histerik gülüşler atabiliyor…Buna şahit olan insanların oynanılan yere(salon ortası)çıkması zorunlu hale gelebiliyor , istemeseler bile…Kesinlikle mantığının sorgulanmasına bile izin vermeyen türden manyak ve deli saçması bir eylem bu…
Yeterince kendini kanıtlamadan sonra , asıl depremin ardından yaşanan artçı şoklar gibi bu eylem bir süre daha devam ediyor(azınlık amatör oryantaller arasında)…Kıvırma veya adına ne derseniz , tam bir doruk noktası bu tür günlerde yani bunun ardından pek bir eylem yapıldığı görülmüyor…

İşin ‘psikolojik boyutu söylemi’ aslında biraz hafif kalıyor diyebilirim bunun için…Neden derseniz , her şey psikolojik olmaya başladı hali hazırda…Sanırım kıvırmayı da psikolojik diye yaftalamak kolaycılık olur… Kişisel bir eylem olmaktan çok , topluca yapıldığı için buna sosyolojik açıdan bakmak gerekebilir…
İnsanı bu denli harekete geçiren , daha doğrusu bir müzik aletinin insanın herhangi bir organını bu kadar etkilemesi kabul edilebilir bir şey değil bana göre…Zaten beynin saf dışı bırakıldığını söylemem lazım…Tamamen göbek ve kalça ile ilgili , önlenemeyen(!) bir durummuş bu…Öyleymiş yani…Yani nasıl oluyor da sadece bir darbukaya vurulması , bir insanı dünyadan soyutlayıp , onu yerinden kaldırıp , delice göbek atmasını sağlayabiliyor ? Bu denli bir soyutlanma , aslına bakılırsa güzel olarak addedilebilir kadınlar tarafından…Zira hiçbir şeyi önemsemiyorlar…
Bu konu üzerindeki naçizane fikirlerime katılmadığınızı hisseder gibiyim…Ukalalık konusunda benimle yarışabilirsiniz elbette memnun olurum ; o öyle değil böyledir diyebileceğiniz şeyler varsa bilmek isterim…
Üzerimde psikotik bir etki yaratmasa da , yıllardır “Mezdeke” albümündeki şarkılara maruz kaldığımı itiraf etmem gerekir…Yıllardır da hala aynı parçalara oynayan insanları görüyor ve şaşırıyorum…
Ve belki de şuan bir yerlerde darbuka sesini duyduğu anda yerinde duramayan birçok insan kıvırmaya devam ediyor…

0 yorum galiba:

Yorum Gönder