RSS

Sempatik Değilim...

Gereksiz bir bilgi…
‘Ego kartı alırken dikkatimi çeken bir konu var o da sizin kartı aldığınız kişiyle aranızdaki gizli rekabet…Görünmez savaşın kahramanı olmak ise zor değil…Görev başındaki kişi çok yoğun ve umarsız olacağından ondan indirimli kart almak için yapacağınız tek şey : direk onbir TL vermek…Aksi takdirde tutup da yirmi TL veya onbeş TL verdiğinizde size gıcıklık yapabiliyor…Nasıl ? derseniz , size “pasonuz” olup olmadığını soruyor…Genellikle sizde paso filan olmadığı için zor durumda kalabiliyorsunuz…Bu yöntem dışında kart alınan yere kulaklıkla yaklaşıp umarsızca da davranabilirsiniz…Ukala olmak iyidir…Ayrıca gidip çok genç bir görevliden kart almaya çalışmayın , ters sonuçlar ortaya çıkabilir…

‘Sevmediğim bir başka durum ise dolmuşta para üstü istemek…Tabii herkesin başına gelmiştir ama küçük miktarlardaki para üstünü istemek tam bir eziyet haline geliyor benim için…En arkaya oturmuşsam ve para üstüm gelmemişse de aynı eziyeti hissediyorum…Burada aslında garipsediğim şey sesimin bana ait olup olmadığını sorgulamam…Bundan çok haz etmiyorum…Kendi sesimi de beğenmiyorum diyebilirim…Onun için ya en öne oturuyorum dolmuşta ya da tam para veriyorum…Bir yetmiş…

‘Bütün kadın ırkında gözlemlediğim bir hareket var ve gerçekten anlamıyorum…Sanırım genetik bir şey…Birisi de çıkıp bana bunun mantığını anlatırsa çok sevineceğim…Bazen diğer elin de yardımını alarak kendini serinlettiklerini düşündükleri nefes alma hareketi…Kendi yüzlerine ve boğazlarına doğru yapıyorlar bu hareketi...Sıcaktan bunaldıklarında yapıyorlar ama yine de bir etkisi yok…Dikkat ettim yaş sınırlaması da yok bütün kadın ırkı bunu yapıyor…Garipsiyorum…

‘Eskiden duvarda sırtımı kaşırdım…Bu hareketten aldığım manyak zevkle birlikte sırtta oluşan o acı hissi tamamen nötrleşebiliyordu…Bunu artık deneyemediğim için üzülüyorum diyebilirim…Belki de gerek duymuyorum , ama başka hiçbir yüzey sırtınızı daha iyi kaşıyamaz…İddia ediyorum…

‘Sevmediğim durumlardan birisi de ; bir yere oturduğunuzda sayınız eğer üçten fazla ise ortada konuşulan konunun saçmasapan bir şey olması ve o karmaşanın yarattığı görünmez sıkılganlık…Çok kişi daha eğlenceli oluyor diye düşünenleriniz olabilir tabii ki hak veriyorum ama bunun dışında yine de sohbet ettiğiniz kişi sayısı biri veya ikiyi geçmiyor…Amaç yine de toplanıp gitmek…Bu yani…

‘Bana kalırsa bir kişinin derdini çok daha iyi anlayabilmek için teke tek görüşmek lazım…Çünkü kişinin toplum içinde söyleyebileceği şeyler farklı , bir başkasına söyleyebileceği şeyler farklı olabiliyor…Toplum içindeyken yalan oranı çok daha fazla oluyor…Sadece biriyle konuştuğunuzda ise yalan söylediğinizi karşıdaki kişinin anlaması daha kolay ve bence bu yol daha samimi…

‘Ağızdan nefes almak zorunda kalmak çoğu zaman kötü bir şey…Kapalı bir yerdeyseniz bu baskı sizi deli edebiliyor…Burun deliklerindeki mukozanın varlığı da beni sinir ediyor…Hiç olmasa da rahat rahat nefes alsak fena olmazdı…Ama insan anatomisi anlaşılmaz…

‘Son olarak , diyeceği birden fazla şeyi olanı değil de , diyeceği “bir” tane ama anlamlı olan insanları daha çok seviyorum…

1 yorum galiba:

Beyaz Kare Tasarım dedi ki...

Evet. Çünkü 1, diğer sayılardan büyüktür...(:

Yorum Gönder