“Güzel bir kadının aşırı makyaj yapmasını maymunca buluyorum...” Bu cümlenin sahibi ‘Arto’nun zaman zaman ilginç cümlelerine rastlamışsınızdır...Aslında kendisi hakkında tam bir bilgim olmasa bile , tavırlarından , konuşmalarından bir takım anlamlar çıkarmaya çalıştığım da oldu...Kurduğu cümleye katılmamak elde değil...Her ne kadar “güzel bir kadınsın" önermesi kadında makyaj yapma isteğini ortadan kaldırmasa da ,kadınlarda makyajın gerekliliği ortada..Fakat bu, güzel kadında gerekli mi değil mi orasını bilemiyorum...Bu durum Arto’ya göre “maymunca” geliyormuş , ona da katılıyorum öte yandan...
“Çirkin kadın yoktur ; az olan vodkadır” Bu söz de her bir kişinin bakış açısına göre farklılık gösterebilen , her yöne çekip sündürülebilen bir cümle...Aklıma geldiğinden , söylemek istedim...Bana kalırsa , çirkin kadın vardır...Makyaj filan da kurtarmaz yani onu söyleyeyim...Realist yanımın ağır basması rahatsız edici gelebilir ama bu durum bana göre öyle...Vodka çok olsa da değişmez bu durum...
“Window shopping” , yani mağazaların vitrinlerine takılı kalıp , herhangi birşey almadan alışveriş yapmak anlamına geliyor...Nasıl alışveriş oluyorsa bu , yine de İngilizcede böyle bir tabir var...Arto’nun bu konuya da değinmiş olması , biraz olsun onu irdelememe sebebiyet verdi diyebilirim...Yani “Arto deyip geçmeyeceksin” de demiyorum ama , “window shopping” tabirini bilmesi beni şaşırttı...
Haberin sunumundan sonra , “X” yerdeki “Y” muhabirine bağlanıldığında , o kişinin hal ve tavırlarına dikkat etmişimdir çoğu zaman...Yerin neresi olduğunun hiçbir önemi olmadan , muhabirin elinde mikrofon ileriye doğru yavaş adımlarla ilerlemesi çok sık gördüğüm bir durum...Bunu neden yapıyorlar bilmiyorum...Yani haberi sunarken yürümek , onun , o anlatacağı şeyi daha iyi anlatmasına yardım mı ediyor , yoksa motivasyonunu mu artırıyor bilemiyorum...Tabii ki mikrofonu tutmayan elin destekler biçimde bu duruma eşlik etmesi de söz konusu...Sanırım böyle eğitiliyorlar ama bana garip geliyor...Bu konuyla ilgili bilgisi olan varsa bunu anlatırsa memnun olurum...
Şehirler arası otobüs yolculuklarında , muavin kişiyle ilgili neredeyse bir iki sayfa yazı yazmam gerekebilir ; ama bugünlük sadece önemli bir görevinden bahsetmek istiyorum...Aslında bu görevin , yaptığı işler arasında en önemli olmasını sağlayan şey (benim öyle zannetmemi sağlayan şey) , tedirginliğini ve heycanını tamamen idrak edebildiğimiz : “mikrofonla anons anıdır”...Öncelikle mikrofonun çalışıp çalışmadığını anlamaya yarayan “tæk tok” sesiyle , konuşmaya bir giriş yapıyorlar(!)...Bu konuda , heyecansız bir muavin hatırlamıyorum...Konuşacaklarını emprovize mi yapıyor yoksa , ezberlediği bir metinden mi söylüyor bilemiyorum...Cümleyi unutmak , onları biraz üzüyor diye düşünüyorum , halbuki kendini zorlamadan söylese çok daha rahat olabilir...Ben bu durumu ,onun yerinde olmadığım için anlayamıyor da olabilirim ama heycanlı olduklarını düşünüyorum yine de...
Yemekteyiz şefler bölümünde , bir şefin “menemen” isminin kökeni ile ilgili varsayımı beni şaşırtmıştı...”Men e men” olarak görmek istediği kelimenin anlamının , “erkeklerden erkeğe” anlamında olduğu konusunda ısrar ediyordu bu şef...Asıl demek istediği ise menemenin erkek yemeği olduğuydu...Erkekler yaparmış yani bir tek...Her neyse menemeni de sevmiyorum zaten hiç , bu İngilizceden yoksun tabir de anlamsız geldi bana...
Son olarak “Aşti”den çıkarken ‘Ankaray’ metrosunun girişinde “Ankaray sizindir...” ile başlayan cümle ,kafama takıldı...Nasıl yani bizim ? “Ankaray bizimdir bizim kalacak” gibi bir mottoya sahip olmamız gerektiğini mi vurguluyorlar bilemedim ama Ankaray’ın bizim olmadığı konusunda emin gibiyim...Sanırım o cümlenin devamında "temiz tutun" diyorlardı...Sadece temiz tuttuğumuzda bizim oluyormuş gibi bir anlam var herhalde...Benimse eğer istediğim gibi tutarım , kimse kusura bakmasın...Ukalayım...
Sempatik Değilim...
Yaftalar:
aşti,
haber,
makyaj,
muavin,
muhabir,
vodka,
window shopping,
yemekteyiz
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum galiba:
Yorum Gönder