Yüzünden düşen bin parçaydı dedim, içimden...Anlık bir yargılamaydı belki ama önemi yoktu...İnsan çoğu zaman bir başkasının yaşadığı gerilimi , iç huzursuzluğu tam anlamıyla idrak edemiyor...Böyle bir durumda da varsayım yaparak , anladığını gösterirmiş gibi , karşısındakine ya tavsiye veriyor ya da onun neden öyle olduğunu samimi bir şekilde sorgularmış gibi , “neyin var ,yüzünden düşen bir parça” , “ne oldu sana?” gibisinden cevabını pek alamadığı sorular soruyor...Elbette bu, söz konusu kişinin hayatında genel olarak yaşadığı bir probleme de işaret ediyor olabilir...Hasbelkader karşındakinin geleceğe dair yaşadığı korkulara da ortak olabiliyorsun istemeden...Böylesi bir durumda , cevap alsan bile kendi kaygılarının da su yüzüne çıkıp tartışılabileceğini düşündüğünden , “tamam anlatma , anlatmak istemiyorsan” cümlesini de kurabiliyorsun...
“Ne bakıyorsun yüzüme öyle ,benimle ilgili bir derdin mi var?” tavrına izin vermeyecek kadar kısa bir süre içinde ona baktım ve önünden geçtim...Baştan aşağıya kadar sahip olduğu rüküşlüğün tanımından habersiz , bununla ilgilenemeyecek kadar hayatın içinde olan(!) , asabi ve huzursuz olduğu her halinden belli , diğer insanlarla ilişkilerinde her an fevri bir davranış göstermeye meyilli , kaşlarını çattığı yüzünde anlamsız bir durgunluğa sahip , sıkıca arkadan bağladığı saçlarını tutturduğu lastik tokayla takındığı katı tutum; iki eliyle sıkıca tuttuğu okul çantasında da görülebilen , ne için giydiğini bilmediğini düşündüğüm sarı mavi tonlarla yazılı “ölünüz , diriniz , her gün biriniz , bir gün hepiniz Fenerli olacaksınız” tişörtüyle etrafa isyankar bakışlar atan , bir türlü gelmeyen otobüsü bekleyen onaltı onyedi yaşlarında liseli bir kızdı...Kızgındı...
Kendini bir başkasının yerine koymanın,olaylara o pencereden bakmanın herhangi bir sorunu anlamada ve çözmede işe yarayacağı düşünülür genelde...Bununla birlikte empatinin fazlası da yeni sorunlar yaratabiliyor...İkisinin arasını bulamayan çok insan var...Bir başkasının yerine gerçekten kendisini koyabilen insanların sayısını söyleyemem ; ama sürekli “ben senin yerinde olsam” cümlesini kuranların sayısının ‘empati yapabilenlerin’ sayısından fazla olduğunu düşünüyorum...
Nedense sık sık , ‘yaşam çok garip , çok ilginç insanlar var’ diyorum ve çoğu zaman bu insanları anlamaya çalışıyorum...Tişörtü okul çantasının içinde buruşmuş ama önündeki iddialı cümleyle içinde bulunduğu ortama hiddetini yayan kız için de durum böyleydi benim için...Yaşadığı gerilimi ve hiddeti anlayabilmek için sıradan bir bakış açısı yetersiz kalır diye düşünüyorum...Şöyle bir geriye dönüp baktığımda , yaşamın çok büyük bir derya olduğu hissinin anlaşılmaya başladığı o ilk yılları aklıma getiriyorum...Sanırım bu , küçüklükten başlayıp büyüyene kadar benliğinize daha da çok nüfuz eden bir his...Kendimi, öğrenilecek şeylerin çokluğu karşısında her zaman ufacık görmüşümdür...Belki de burada kurmaya çalıştığım empatinin temelinde bu vardır...O ateşi ve siniri , ben böyle anlıyorum...
Bazen düşünüyorum , insanın ruh hali , onu neden bu kadar ele geçiriyor ve onu kukla gibi oynatıyor diye...Asabi insanların içindeki engellenemeyen dışavurum da bunun sonucu mu acaba ? Sinirleniyorsun , kaşlarını çatıyorsun , moralin bozuluyor ve “böyle yaparak bir şeyleri düzeltemezsin” diyen ‘yüzünden düşen bir parçacı’ birçok insan türüyor etrafında...Bu insanların gerçekten bir şeyden anladıklarını sanmıyorum...Senin ruh halini tam tersi bir tutumla düzeltmeye çalışıyorlar...Sözde empati yapıyorlar...Bu da söz konusu insanları , istemeye istemeye kulaklarını tıkayıp sinirlerini dizginlemeye yönlendiriyor ki insanlar onlara 'artık' daha fazla bir şey söylemesin...Belki de böylece iç sesine kulak verecek ve kendi sorununu kendi çözecektir ; çoğu zaman da böyle olur zaten...
Gerçekten insanın yaşama dair binbir türlü bakış açısı olabiliyor...Düne kadar şiddetle savunduğun bir fikri ,bugün bir bakmışsın sonuna kadar eleştiriyorsun...Değişebildiğini görmek mutlu ediyor...Kaşlarını çattığın yüzünden inanılmaz bir kahkahanın kopabileceğini gördükçe artık eskisi kadar kafana takmıyorsun...Büyüyorsun ve 'yaşam böyle' diyorsun....Zaman ilerledikçe her an aynı kalamıyorsun...’Kendini anlıyorsun’...Hiçbir şeyi 'umursamayıp',geriye dönüp baktığında gerçekten yüzünden düşen bin parçayı çoktan topladığını anlıyorsun...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum galiba:
Yorum Gönder